Sıkça Sorulan Sorular

Öğretilerin içeriği ve hedefi nedir?

Çocuk kişiliğinin her yönüyle gelişmesini sağlamak eğitimin öncelikli hedefidir. Bu nedenle de çocuğun bağımsızlaşması ve yaptıklarının sorumluluğunu üstlenebilmesi çok ciddiye alınır.

Montessori okullarında hedef çocukların onlara sunulan bilgi içeriklerini ezberlemeleri değildir, asıl hedef onlara sunulan olanaklarla çocuklarda merak duygusu uyandırmaktır. Böylece çocuklarda kendi başlarına öğrenme yeteneklerini geliştirmeleri istenir.

Serbest çalışmanın anlamı nedir ve geleneksel okul dersleriyle aralarındaki fark nedir?

“Serbest çalışma” hiçbir zaman başıboş bir çalışma anlamına gelmez. “Serbest çalışmanın” iki ayağı vardır biri çocuğun çalışmayı bağımsız bir şekilde ve kendi isteği ile seçmesi diğeri ise Montessori materyalleridir.

“Serbest çalışma”da çocuk hangi gelişim aşamasında ise o aşamanın çalışmalarından başlar. Her çocuk, hazırlanmış çevre sayesinde uyandırılmış olan merak ile çalışmaya başlar ve kendi ritminde adım adım ilerler.

Bu tam anlamıyla çalışmanın serbest seçimi anlamına gelir ve Montessori’nin eğitim hayatına kattığı, önemi giderek daha iyi anlaşılan bir yöntemdir. Uzun yıllar yapılan gözlemlerde ortaya çıkan, çocuğu istemediği bir çalışmaya zorlamanın çok önemli iki sonu oluyor. Ya çocukla öğretmen çatışıyor ya da çocuğun çalışma isteği kırılarak gelecekte başkalarının isteklerine boyun eğen bir kişilik geliştirmeye adım atıyor.

Çocuğun öğretmenle çatışmasında iki taraf için de kritik sonuçlar ortaya çıkmakta. Ancak deneyimli ve idealist bir öğretmen böylesi bir çatışmaya meydan vermeden çözüm yolu üretebiliyor. Bu da ancak “öğretmen” egosunu aşmakla doğrudan ilişkilidir.

Çocuk sadece dil çalışmaları yapmak ister ama başka çalışmaları istemezse ne olur? Bunu yapmaya izni var mı?

Prensip olarak her çocuk o an ilgisini çeken çalışmaya yönelir, bu bir süre devam edebilir. Bu süre içinde eğitimci çocuğu gözlemler ve tercih ettiği çalışmalar ya da etmedikleri hakkında araştırmalarını yapar. Bu arada biz hiçbir çocuğun aynı çalışmada sonsuza kadar kalmayacağını biliriz. Ancak bir çocuk beklenilenden daha uzun bir süre belirli bir çalışmayı bir tarafa bırakır ve ilgilenmezse öğretmenin dolaylı yönlendirme için devreye girmesi gerekebilir. Bunun sebeplerini araştırır ve çocuğu özenli bir biçimde ilgilenmediği çalışmaya yönlendirir. Bu görev öğretmenin dolaylı rehberliğinin önemli görevlerindendir.

Montessori kurumlarında uygulanan bireyselleştirme nedeniyle çocuğun sosyal eğitimi olumsuz olarak etkilenmiyor mu?

Montessori eğitiminde sadece öğrenme bireyseldir. Materyallerin çoğu tek başına ya da paylaşılarak kullanılabilir. Ayrıca oyunlar, bayramlar, sanat aktiviteleri, şarkı söylemek, dans etmek, hareket oyunları, günlük hayat uygulamaları, bitki ve hayvan bakımı, birlikte yemek, salata vb. yapmak sosyalleşmeyi mümkün kılacak ve geliştirecektir. Bu birlikte uygulananlar Montessori uygulamalarının temelini oluşturur. Bireyselleştirme sadece öğrenme konusundadır. Bu durum çocukların erken yaşta rekabete girmesini önler. Böylece ilişkiler sadece sevgi üzerine kurulmaktadır.

Montessori Okullarında Hayali, -Mış gibi Oyunlar bulunmakta mıdır ?

Maria Montessori Çocuk evini ilk açtığında okul –mış gibi oyunlarla doluydu. Çocuklara gerçek işler verildiği sürece hayali oyunlara yönelmedikleri gözlenmekteydi ve hala da öyle. Mesela yemek pişirmek yerine pişiriyormuş gibi yapmak.

Montessori Materyalleri yaratıcılığı ne kadar desteklemektedir?

Materyaller çocuğa belirli bir işi öğretir ve zaten ardından yaratıcılık kaçınılmaz olmaktadır. Örnek vermek gerekirse keman öğrenmeyi çalmak ve sonrasında da müzik icra etmek. Kemanı bir çekiç olarak kullanmak veya blokları yaparken bir köprü olarak kullanmak “yaratıcı” olarak düşünülemez. Bize göre “yaratıcılık” önce kemanı doğru bir şekilde kullanmayı öğrenmek ve ardından müzik yaratmaktır. Aynı prensip Montessori materyallerinin kullanımı için de geçerlidir.

Çocuğum Montessori kurumunda yeterince öğreniyor mu? Her çalışmayı “sadece” özgürce seçmesi bekleniliyorsa uygulama ve değerlendirme nasıl gerçekleşiyor?

Özgür seçim temel pedagojik prensip olsa bile, eğitimcinin görevi, her bir çocuğun olması gereken gelişim aşaması doğrultusunda gelişmesi ve eğer çocuk kendi başına seçim yapamıyorsa veya bazı çalışmalara ilgi göstermiyorsa, çocuğa o çalışmaları da önermesinden ibarettir.

Eğitimcinin her çocuğu itinalı bir biçimde izleme ve bir çalışmayı ısrarla red eden çocuğa gerekirse farklı yaklaşımlarla defalarca aynı çalışmaya yönlendirme yeteneğinin bulunması gerekir.

Yani; çocuğun yaşı ilerledikçe serbest seçim yanında kendine görev ve vazife vermenin artışının da olması gerekiyor. Teşvik etmek ve talep etmek Montessori pedagojisinin temel prensiplerindendir. Çocuklar rekabeti ararlar ama bu eğitimci tarafından yani dışarıdan empoze edilen ve çocuğun imkanlarını gözetmeksizin baskı yaratan bir rekabeti istemezler. Çocukların yaptıkları çalışmaların anlamı olması gerekir ve sorumluluk üstlenme imkanının sağlanması gerekir.

Eğitimciler çocuklar için bireysel yıllık taslak plan hazırlayıp bunu aylık olarak güncellerler. Günlük gözlemler öğretmene çocukla ilgili gerçek bir izleme olanağı sağlar. Böylece hangi çocuğun hangi alanda destelenmesi gerektiğini bilerek hareket ederler.

Montessori Anaokulundaki bir çocuk bu kadar bağımsız olmayı öğrendiğinde acaba okula uyum sağlayabilecek midir?

Çocuklar özellikle bağımsız olduğu ve eğitimciden bağımsız öğrenebildiği için okuldaki dersin gereklerine diğerlerinden daha kolay ayak uydurabilmektedir. Bu çocuğun okula uyum sağlamada – deneyimlerin gösterdiği gibi – daha az sorunları vardır. Montessori eğitiminin uygulandığı okullardan geleneksel okullara geçişin de aynı nedenlerden dolayı sorunsuz olduğu görüldü. İleri derecede öğretmene bağımlı çocukların daha büyük sorunları olmaktadır. Çünkü çoğu kez yalnızca bir sınıf öğretmenine sahip olmuşlardır ve öğretmenden bağımsız olmayı daha az öğrenmişlerdir.

Bağımsız olarak çalışabilmek ve öğrenebilmek, çocuğu daha özgür ve kolay uyum sağlayabilir kılmaktadır.

Monteesori Eğitiminden geçmiş çocuklar ileriki yaşamlarında başarı sağlıyorlar mı?

Bilimsel çalışmalar Montessori çocuklarının ileriki yaşamları için akademik, sosyal ve duygusal açıdan çok iyi hazırlanmış olduklarını göstermektedir. Geleneksel okullara geçen Montessori çocukları akademik başarı yanında yönergelere uyma, çalışmaya zamanında dönebilme, odaklanarak dinleyebilme, temel yaşam becerilerini kullanabilme , sorumluluk alma, kışkırtıcı sorular sorma, öğrenme konusunda istekli olma ve yeni durumlara adaptasyon konularında da ortalamanın çok üzerinde performans gösterdikleri saptanmıştır.