“İşime, iyi buğday tohumlarını biriktirmiş ve bereketli bir parça toprak bağışlanmış bir köylü gibi başladım. Dilediğim gibi ekip biçecektim. Ama öyle olmadı. Toprağın üstündeki otları ayıkladığımda altın buldum. Otlar çok değerli bir hazineyi saklıyormuş.”
“Tek başıma yapabilmem için bana yardım et”
“Tek başıma yapabilmem için bana yardım et. Ve nasıl yapıldığını bana göster. Bunu benim için yapma. Kendim yapabilirim ve yapmak isterim. Bana nasıl yapacağımı öğretirken sabret. Bu belki uzun sürebilir. Ve belki daha uzun zamana ihtiyacım var. Fakat bilmelisin ki birkaç deneme ile yapacağım şeyi başarmak isterim. Hata yapabilme ihtimalim olduğunu da düşünmelisin. Ama unutma ki ben sadece bu hatalarla gerçek manada bir şeyler öğrenebilirim.”
“Öğretmenlerimizden bir tanesinin düşüncesine göre meşhur kadınların hayatlarını ezbere olarak bilmek bizim onları takip edip, örnek almamız açısından çok teşvik ediciydi. Anlattığı her şeyin sonunda „Sizlerde meşhur olmak istemez misiniz? Ya da hiç olmazsa öldükten sonra tanınan ve önemi fark edilen bir kişi olmak istemez misiniz? “ diye bizlere sorardı. Ben ise öğretmenime her zaman “Hayır! “ diye kuru bir cevap vermekle beraber şöyle derdim. “Ben geleceğin çocuklarının acılarını paylaşmayı, meşhurlar listesini bir kişi daha artırmaktan daha değerli buluyorum.”
“Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği dönemdir. Sadece zeka değil, insanın bütün mümkün becerileri bu dönemde oluşur. Hiçbir yaşta çocuk, zekice bir yardıma, bu dönemde olduğu kadar ihtiyaç duymaz.”
“Eğitimde metot değil, insan kişiliği göz önüne alınmalıdır.”
“Çocukları izledim, onları yakından inceledim ve bana, onlara nasıl öğreteceğimi öğrettiler.”
“Zeka ancak arzuyla yönetilir. Arzunun olabilmesi için haz ve neşenin olması gerekir. Zekâ ancak neşe içinde gelişerek meyve verir. Koşucular için nefes alma neyse, eğitim için de öğrenme neşesi odur.”
“Çocuklara çok küçük yaşlardan itibaren üzerinde yaşadığımız dünyanın sadece bize ait olmadığını, dolayısıyla kaynakları kullanırken diğer canlılarla birlikte paylaştığımızı unutturmamalıyız. İnsanoğlu üzerinde yaşadığı gezegenin en akıllı canlısı olmanın sorumluluğunu unutmamalıdır.’’
“Çocuğa olan ilgimiz ‘ona bir şeyler öğretme’ hevesiyle değil, ama onun içinde yanan ve zeka denilen ışığın sürekli yanmasını hedefleyerek olmalıdır.”
“Çocuk evrenseldir. Bütün çağlarda var olmuştur ve zamanın sonuna dek var olacaktır. Tarih öncesi çocuğu, orta çağ çocuğu diye bir şey yoktur. Gerçekte tek bir çocuk vardır. Bütün çağların, bütün ırkların çocuğu, törelerin varisi, kültürün temel taşı, tarihi kuşaktan kuşağa aktaran ve barışın yolunu açan çocuk.”
“Çalışmalarımın başlaması 40 yıl olmasına rağmen çocukluk hala bana tükenmeyen bir ilham kaynağı olarak görünüyor. Çocukluk bana insanlığın tek olduğunu gösterdi.”
“Eller insan zekasının aletleridir.”
“Çocuk ona söylediğini değil yapmakta olduğunu yapar.”
“Öğrenmek bir yük değil, zevktir.”
“Çocuğun bedeni, ruhun neşesi sayesinde yaşıyor.”
“Eğitim bireyin aktardığı sözleri dinlemekten ziyade, çocuğun içinde bulunduğu koşulları deneyimlemesiyle ilerleyen, doğal bir süreçtir.”
“Bir çocuğa tek başına başarabileceğini inandığı bir işte asla yardım etmeyiniz.”
“Eğitim, öğretmenlerin çocuklara sözcüklerle anlattıklarıyla değil, çocukların fiziksel ve sosyal çevrede geçirdikleri yaşantılarla gerçekleşir.”
“Çocuklarımızı bugünün dünyası için yetiştirmeyelim, çünkü onlar büyüdüklerinde bu dünya artık böyle olmayacak ve hiçbir şey onların bulunacakları dünyayı önceden bilebilmemize imkan tanımaz. Öyleyse onlara uyum sağlamayı öğretelim.”